Yükseliş Dönemi Sadrazamları
Veli Mahmut Paşa Fatih Sultan Mehmet saltanatında 1453-1466 ve 1472-1474 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.Osmanlı tarihinde sadrazamlığa getirilmiş ilk devşirmedir, ilk sadrazamlığı Rum Kani Paşa'nın, Veli Mahmut Paşa'yı Fatih Sultan Mehmet'e kötülemesi yüzünden sonlanmıştır. Fatih Sultan Mehmet saltanatı sırasında, 1466-1469 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Karaman Seferi esnasında sergilediği kıyım ve talanı ile tarihe geçmiştir. Bu icraatını devşirme kökeni ile ilişkilendiren tarihçiler bulunmaktadır.
İshak Paşa Fatih Sultan Mehmet saltanatında 1469-1472 yılları arasında ve II. Beyazıt saltanatında 1481-1482'de sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Rum kökenli olduğu sanılmaktadır.
Birinci Sadareti
Enderun'da Müslüman olarak yetiştirilmiştir. II. Murat zamanında hazinedarlıktan vezirliğe yükselmiştir. İstanbul'un fethi sırasında Anadolu Beylerbeyi idi. Rum Mehmet Paşa'nın azledilmesinden sonra Vezir-i Âzamlığa getirildi. Fatih Sultan Mehmet'in kendisine verdiği ilk görev Karaman'a göndermek oldu. İshak Paşa Karaman'da çok fazla direnişle karşılaşmadı. 1470'de Karamanlıların bir bölümünü İstanbul'a getirdi. Bu gelenler Aksaray kasabasındandı ve İstanbul'da yerleştikleri semte kasabalarının adı verildi.
1472'de görevinden azledildi. 1481'de Fatih'in ölümünden sonra o sırada sadrazam Karamanlı Mehmet Paşa saltanat makamı için şehzade Cem'i desteklerken İshak Paşa Beyazıt'ı destekledi.
İkinci Sadareti
Beyazıt tahta geçince İshak Paşa'yı tekrardan sadrazam yaptı. Ancak padişah kısa süre sonra etrafında zararlı olduğunu düşündüğü kişileri tasfiye etme girişimine başladı ve 1482'de İshak Paşa da görevinden azledildi.
İshak Paşa son yıllarını Selanik'te geçirdi. İstanbul'da Ahırkapı civarındaki mahalleye onun adı verilmiştir. Burada kendi adını taşıyan bir de cami bulunur. Ayrıca İnegöl'de de bir cami yaptırmıştır.
Veli Mahmut Paşa Fatih Sultan Mehmet saltanatında 1453-1466 ve 1472-1474 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.Osmanlı tarihinde sadrazamlığa getirilmiş ilk devşirmedir, ilk sadrazamlığı Rum Kani Paşa'nın, Veli Mahmut Paşa'yı Fatih Sultan Mehmet'e kötülemesi yüzünden sonlanmıştır.
Gedik Ahmet Paşa Fatih Sultan Mehmet saltanatında 1474-1477 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Kökeni bilinmemektedir. II. Murat döneminde içoğlanı olarak saraya girmiş olması devşirme kökenli olduğunu akla getirmekle birlikte, devşirme olmaması da pekala mümkündür. Arnavut kökenli olduğu savı özellikle, bir keresinde Arnavutluk seferine çıkmak istememiş olmasına dayandırılmaktadır. Ancak bu tutumunun ırkdaşlarına karşı cenk etmek istememenin dışında gerekçeleri de olabilir.
II. Mehmet zamanında kısa bir süre Rum Beylerbeyliği yaptıktan sonra 1461'de İshak Paşa'nın yerine Anadolu Beylerbeyliğine getirilmiştir. İlk olarak 1461'de Koyulhisar'ın fethiyle kendisini gösterdi. 1469'da Konya Ereğlisi ve Aksaray'ı ele geçirdi; II. Mehmet'in oğlu Şehzade Mustafa'yı Karaman valisi olarak Konya'ya yerleştirdi. Ertesi yıl Eğriboz'un fethiyle sonuçlanan zafere katıldı. Ardından vezirliğe yükseltildi. 1471'de Alâiye'yi (Alanya), ertesi yıl Silifke, Mokan ve Gorios kalelerini aldı. Akkoyunlu Devleti'nin askeri yardımıyla topraklarını geri almaya çalışan Karamanoğlu Pir Ahmet ve kardeşi Karamanoğlu Kasım Bey'i yenilgiye uğrattı. Osmanlılar ile Akkoyunlular arasındaki Otlukbeli Savaşının (1473) zaferle sonuçlanmasında önemli rol oynadı.
1474'de idam edilen Veli Mahmut Paşa'nın yerine veziriazam oldu. Ermenek ve Manyan hisarlarını aldı.
1475'de Kırım'daki Ceneviz kolonilerinin fethiyle görevlendirildi. Haziran 1475'de Kefe, Sudak ve Azak'ı aldı. Kefe'de Cenevizliler tarafından hapse atılmış olan Kırım Hanı Mengli Giray'ı zindandan çıkardı ve onunla bir anlaşma yaptı. Buna göre, Mengli Giray Kırım Hanı olarak Osmanlı himayesini kabul etti. Başarıları dolayısıyla kendisini üstün görmeye başlayan Gedik Ahmet Paşa, 1477'de görevlendirildiği İşkodra seferine çıkmaktan kaçınması üzerine veziriazamlıktan azledilerek Rumelihisarı'na hapsedildi. 1478'de serbest bırakıldı ve Kaptân-ı Deryalığa getirildi. 1479'da Kefalonya, Zanta ve Ayamavra adalarını fethetti.
1480'de İtalya sahillerine çıkarak Napoli Krallığı'nın elinde bulunan Otranto'yu fethetti. Ertesi yıl Otranto'dan hareketle yeni fetihlere hazırlanırken Fatih Sultan Mehmet'in ölümü üzerine geri çağırıldı.
Haziran 1481'de II. Beyazıt ile Cem Sultan arasında Yenişehir'de yapılan savaşa son anda katılan ve savaşın II. Beyazıt'ın kazanmasında rol oynayan Gedik Ahmet Paşa, buna rağmen Cem taraftarı olduğuna dair şüpheleri yok edemedi ve hapse atıldı.
Gedik Ahmet Paşa'nın hapsedilmesi kapıkullarının ayaklanmasına yol açtı. Bunun üzerine serbest bırakılan Gedik Ahmet Paşa, Karamanoğlu Kasım Bey'in isyanını bastırmak için Karaman'da bulunan Şehzade Abdullah'a yardıma gönderildi. Kasım bey kış sebebiyle Suriye'ye kaçınca, Gedik Ahmet Paşa isyanın bastırılmasında beklenen başarıyı sağlayamadı.
II. Beyazıt, Cem'in tarafına geçeceği kuruntusundan bir türlü kurtulamadığı Gedik Ahmet Paşa'yı Edirne'deki Yeni Saray'da verilen ziyafette boğdurttu. Gedik Ahmet Paşa'nın katli üzerine yeniçeriler Edirne Subaşısı'nı öldürdülerse de isyan bastırıldı. Böylece bu gözüpek komutan yok yere harcanmış oldu.
Edirne'de defnedilen Gedik Ahmed Paşa, Afyonkarahisar'da bir külliye, Ladik'de bir mescit ve bir köprü, Kütahya'da bir mektep ve bir arasta yaptırmıştır. İstanbul'daki eserlerinden sadece bulunduğu Gedikpaşa semtine adını veren hamamı günümüze ulaşmıştır.
Fatih Sultan Mehmet tarafından kendisine tevdi edilen adını taşıyan vakıf günümüze kadar gelmiştir. Fatih'in fermanı ile vakfın yönetimi, 15. yüzyıldan Cumhuriyet'e kadar Gedik Ahmet Paşa'nın evladı Kebir'leri tarafından yönetilmiştir. 1924 yılında çıkarılan Vakıflar kanunu ile yönetim Gedik Ahmet Paşa ahvadı adına Vakıflar tarafından idare edilmektedir. Vakıf kayıtlarında 15.yüzyıldan günümüze kadar bütün evladı kebirleri kayıtlıdır. ayrıca fatihin sağ koludur
Bir rivayete göre 17. yüzyıldan itibaren Aydın bölgesinin hakim ailelerinden olan Arpazlı ailesi Gedik Ahmet Paşa'nın soyundandır.
Karamanlı Mehmet Paşa Fatih Sultan Mehmet saltanatında 1477-1481 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Koca Davut Paşa II. Beyazıt saltanatında 1482-1497 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Neredeyse kesin olarak Arnavut asıllıdır. Macaristan ve Venedik topraklarına yapılan akınlardaki başarılarından dolayı Ankara Sancakbeyliğine, ardından da Anadolu Beylerbeyliğine getirildi. Otlukbeli Savaşında öncü kuvvetlere kumanda etti. 1477'de yapılan Tuna Boyu seferine katıldı ve top mermisiyle yaralandı. Aynı yıl Rumeli Beylerbeyliğine tayin edildi. 1478'de İşkodra seferinde Jebyak'ı ele geçirdi. Yine aynı yıl Bosna sancakbeyliğine tayin edildi.
II. Beyazıt'ın tahta çıkışından sonra tekrar Rumeli Beylerbeyliğine tayin edildi. 1483'de önce vezir, sonra İshak Paşa'nın yerine veziriazam oldu ve Macarlara karşı Rumeli'yi savunmakla görevlendirildi. Aynı yıl Memlükler üzerine gönderildi. Adana ve Tarsus'u geri aldı ve Turgutoğulları'nı Osmanlı Devleti'ne bağladı. 1492'de Arnavut asileri üzerine gönderildi ve birçok esirle geri döndü. 1497'de on dört yıl sürdürdüğü veziriazamlık görevinden azledilerek 300 bin akçe maaşla Dimetoka'da mecburî ikamete sevkedildi. Kaynaklarda, öldüğünde 1 milyon düka gibi büyük bir servetin sahibi olduğu kaydedilmektedir.
İstanbul Avratpazarı'nda (günümüzde Fatih ilçesi sınırları içindeki Cerrahpaşa Semti) cami, imaret, çeşme, medrese ve türbeden oluşan ve kendi adını taşıyan külliyeyi, Üsküp'te yine kendi adını taşıyan çifte hamamı yaptırmıştır. Külliyesindeki türbeye gömülmüştür.
İstanbul'daki Davutpaşa semti onun adını taşımaktadır. Avrupa'ya sefere çıkan Osmanlı ordularının uğurlandığı sahra olan ve bütün dönemlerde askeri amaçlarla kullanılmış bulunan bu mevkide Fatih Sultan Mehmet için bir ordugah köşkü olan ilk yapıyı inşa ettiren kişi olduğu için burası Davutpaşa Sahrası (daha sonra Davutpaşa Kışlası vs.) olarak anılagelmiştir.
Külliyesinin bir parçasını oluşturan ve yüzyıllar içinde deprem ve yangın gibi nedenlerle harap duruma düşmüş Fatih Davutpaşa Medresesi'nin aslına uygun şekilde restore edilerek Türk Diyabet Vakfı hizmetine verilmesi projesi yapılmış ise de, kaynak yetersizliğinden gerçekleştirilememiş olup, medrese halen yıkıntı halindedir.